Sokağa adımınızı attığınız anda bir sistemin sizi yüzünüzden tanımasını, takip etmesini ister msiniz?
Facebook, kişisel mahremiyetle ilgili kaygılar nedeni ile fotoğraf paylaşım uygulaması Moments'i Avrupa'da kullanmama kararı aldı.
Halen benzer tartışmalar ve kaygılar Amerike Birleşik Devletleri'nde teknoloji firmaları ile sivil toplum örgütleri arasında da tartışılmakta.
Peki yüz tanıma teknolojileri hakkındaki bu tartışmaların nedeni, kaynağı ve gerekçeleri neler?
Aslında değil. İnsanların yüzlerini kameralar aracılığı ile tanımlama konsepti, artık tüm şehirlerde bulunan CCTV kameralar sayesinde yıllardır gündemde. Aslında yanıt güvenlik ve mahremiyet konusundaki ince çizgide saklı.CCTV görüntüleri suç önleme, tespit ve mahkemede delil olma konusunda inanılmaz faydalar sağlamakta.
Kameralar, insanları birşeyler yaparken kaydetmede oldukça iyiler ancak sizi bir birey olarak tanımlamada - eğer yüzünüz veritabanında kayıtlı değlse- kötüler. Ve hatta CCTV görüntüleri genellikle bir yüz tanımlamasına, yüz tanımlama yazılımlarının üzerinde işlem yapmasına imkan verecek kadar net değiller. Eğer yüzünüz bir veritabanında kayıtlı değilse, kanun uygulayıcıların görüntüsü alınmış yüzünüz ile yapabilecekleri hiç bir şey yoktur.
Ancak yeni yüksek çözünürlüklü kameralar ile yüzünüzün sizi eşsiz yapan fizyonemisi çok kolay bir şekilde çıkarılabilir hale geldi. Ama "Yüzümüz bir veritabanında kayıtlı değil, ben yüzümü hiç bir yere okutmadım, taratmadım." diye düşünebilirsiniz. Emin misiniz?
Kimliğinizi bırakıp, içeri giriş kartı aldığınız herhangi bir yerde, siz geçiş yaparken yüzünüzü onlarca metre öteden tarayan bir kamera olabilir ve az önce bıraktığınız kimlik ile sizi eşleştirebilir.
Peki facebook'a koyduğunuz resimler? Orada kullanılan yüz tanıma teknolojisi? Kendileri yüz kayıtları ile ilgili bir veritabanı olmuyorlar mı?
Çünkü, teorik olarak, artık gittiğimiz her yerde tanımlanabilir, tespit edilebilir ve izlenebilir hale geliyoruz. Özellikle akıllı telefonlarımız sayesinde ardımızda silinemez dijital izler bırakıyoruz. Bu izler sayesinde, tercihlerimiz, görüşlerimiz, arkadaşlarımız, hobilerimiz, hareketlerimiz hakkında toplanan veriler birleştirilerek profilimiz kolayca çıkarılabilir hale geliyor. Yüz kaydımız ile resmin son parçası da tamamlanmış oluyor.
Bize birşeyler satmaya çalışan ya da bizi bir şekilde yönlendirmeyi düşünen herkesin bu bilgiden çıkarı var. Bir mağazaya girdiğinizde yüzünüzü algılayan ve artık kim olduğunuzu bilen bir sistem size özel kampanyalar yapabilir. Bu çok da hoş olabilir. Geçmişte hangi ürünlere baktığınızı çıkarıp onları ön plana çıkarabilir. Mağaza içinde içinde hangi ürünleri incelediğinizin istatistiğini tutabilir.
Ürün, hizmet satanlar ve bu ürün ve hizmeti kendilerine yönelik olaak almak isteyebilecek kişiler için bunda yanlış bir taraf yok. Mağazaya, otobüse vs bindiğimizde bizi ismimizle karşılayan bir sistem hoşumuza gidebilir. Havaalanlarında pasaport işlemlerini bu tip bir sistem hızlandırabilir, vs..
Ancak buna kişisel olarak birkaç itirazımız da olmalıdır:
1- İlla bir şeyler gizliyor olmamız gerekmiyor. Bulunmak, tanınmak istememek, herhangi biri olabilmek sizin en temel haklarınızdan birisidir. En azından bu konuda bir seçim hakkımız olabilmelidir. Telefonumuzu kapatır, internete girmeyiz ve dijital iz bırakmayabiliriz. Ama yüzümüzü saklayamayız.
2- Demokratik hakkımız olan gösteri ve yürüyüş hakkı ile kanun uygulayıcıların pek arası olduğu söylenemez. Bizlerin demokratik hak olarak gördüğü bir eylemi bir başka zümre suç, aşırılık, tahammul edilemez bir olay olarak görebilir ve kendi doğrularına göre suçluyu, karşıt görüşlüyü tespit etmek amacı ile yüz kaydınızı kullanabilir.
3- Geleceğin ne getireceğini bilemeyiz. Yarın bir şekilde başa gelebilecek siyasi erkin bir zorbalığa dönüşme ihtimali karşısında ise bu tip bir tanıma teknolojisi kabus olur eminim.
Parmak iziniz sizin rızanız olmadan alınamaz ve uzaktan bir kamera ile okunamaz. Sokakta yürürken, mağazaya girdiğinizde parmak iziniz okunamaz. Yani tercih halen sizdedir. Siz izin vermeden kimse sizi tanımlayamaz.
Türkiye için durum nedir bilemiyorum. Belki bu makaleyi okuyanlar beni aydınlatırlar. Ancak yasadışı pek çok telefon dinlemesinin yapıldığı ülkemizde durumun ne olduğunun sizce bir önemi var mı?
Ama Avrupa'da kurumlar yüz kaydınızı almak ve kullanmak için izninizi istemek zorundadırlar. Bu nedenle Facebook bu bölgede fotograf paylaşım uygulamasını kullanmama kararı aldı. İngiltere'de kamera ile izlendiğinizinin bilgisinin, kimin izlediği ile birlikte size verilmesi gerekir. Aynı zamanda tüm bu kayıtların silinmesini talep etme hakkınız da vardır.